İrtibatı Koparmayalım!
çoluk çocuk deyimi
(1) bütün ev halkı, çocuklar da içinde olmak üzere aile topluluğu, örnek: Çoluk çocuğumuzu geçindirmek zorundayız. (2) içinde çocukların da bulunduğu kalabalık, örnek: Gelenler hep çoluk çocuktu. (3) aklı işe ermeyen, deneyimsiz ve yaşça küçük kimseler, örnek: İşler çoluk çocuğa kalmış. (4) önemsenmemesi gereken, sözleri geçmeyecek denli küçük yaştakiler, örnek: Çoluk çocuk onlar, söylediklerine aldırma.
- aklı almamak
- perdesi yırtık
- gargara etmek
- gözü yollarda kalmak
- hesap tutmak
- kendini kaptırmak
- can pazarı
- dostlar başına
- bastığı yerde ot bitmemek
- dibi görünmek
- gözü kaçmak
- ayak satıcısı
- çarşaf kadar
- dili kurusun
- tepeden tırnağa kadar
- sabahı bulmak
- çanına ot tıkamak
- tarihe karışmak
- aydınlığa çıkmak
- kalem efendisi
- elinden iyi iş gelmek
- aksi şeytan
- aşağı tükürsem sakalım, yukarı tükürsem bıyığım
- zemin hazırlamak
- alay geçmek
- ağırlığınca altın değmek
- cayırtıyı koparmak
- daldan dala konmak
- bok tulumu
- dar gelirli
- Allah bir dediğinden başka sözüne inanılmaz
- didik didik aramak
- gözü kör olsun
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(1) bütün ev halkı, çocuklar da içinde olmak üzere aile topluluğu, örnek: Çoluk çocuğumuzu geçindirmek zorundayız. (2) içinde çocukların da bulunduğu kalabalık, örnek: Gelenler hep çoluk çocuktu. (3) aklı işe ermeyen, deneyimsiz ve yaşça küçük kimseler, örnek: İşler çoluk çocuğa kalmış. (4) önemsenmemesi gereken, sözleri geçmeyecek denli küçük yaştakiler, örnek: Çoluk çocuk onlar, söylediklerine aldırma.
bir kimse için doğru, yerinde olanın bir başkası için böyle olmayabileceğini, birinin yaptığını ötekinin yapmayabileceğim anlatmak için şaka yollu söylenir.
birini, görevi olmayan, zorunlu olmadığı bir işte çalışmaya zorlamak, zorla çalıştırmak. örnek: Muhtar köylüyü angaryaya koşmuş.
(birine) herhangi bir yerde kendi masraflarını başkasına çektirmek, ona yük olmak, sıkıntı vermek. örnek: Kimseye ağırlık olmak istemeyiz.
(1) iyi, yerinde olmamak, kötü olmak. örnek: Bu iş fena oldu. (2) (biri) hasta gibi olmak, kendini yitirmek, fenalaşmak, örnek: Durup dururken fena olmak, hastalık belirtisi olabilir. (3) (biri) pek çok üzülmek, çok sarsılmak, örnek: Haberi duyunca fena olmuştu.
(1) artmış kumaş parçaları birbirine eklenerek yapılmış yoksulca giysi. (2) bir gereksinimi iyi kötü karşılayabilecek biçimde, kırık dökük eşya ile ortaya konulmuş şey.
Hiç önemsememek, aldırış etmemek.?Onun sözleri vız gelir bana, önce kendine söz geçirsin.?
(1) yok etmek. örnek: Aracıları aradan kaldırmak gerekli. (2) öldürmek. örnek: Düşmanını aradan kaldırdı.
Kazanma fırsatı varken ondan yararlanıp para veya mal edinmek.?Bana bak aslanım, daha ne istiyorsun, yağmur yağarken küpünü doldur yoksa pişman olursun.?
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.